Baş ağrısı sık rastlanan bir rahatsızlıktır, yaşamının herhangi bir döneminde baş ağrısı olmayan insan yok gibidir. İnsanların %80’inde zaman zaman ilaç almayı gerektiren baş ağrıları olur. Baş ağrısı olan kişilerin ancak %10’unda baş ağrısı kişiyi yatıracak iş ve gücünden alıkoyacak derecede şiddetlidir.
Baş ağrısı nedeniyle hekime başvuran hastaların ancak %5-7’sinde baş ağrısına yol açan beyin tümörü, beyin damar hastalığı (beyin kanaması, beyin damarı tıkanıklığı), beyin veya yüz yapılarında enfeksiyon hali gibi yapısal bir bozukluk vardır. Hipertansiyon ve göz rahatsızlıkları da başağrısına neden olabilir. Bir diğer ifadeyle; baş ağrısı şikâyetiyle hekime başvuran hastaların %90’ında, yapılan incelemeler sonucu baş ya da bedende baş ağrısına yol açacak herhangi bir bozukluk bulunmaz. Yapısal bir bozukluğa bağlı olmayan bu baş ağrılarını ancak hastadan aldığımız bilgilere dayanarak teşhis edebiliriz. Bu tür baş ağrılarının en sık görülenleri aşağıda özet olarak verilmiştir.
Migren
Erkeklerin %10’unda, kadınların %15-20’sinde ortaya çıkar. Nöbetler halinde gelen, saatlerce bazen günlerce süren, hastayı yatıran veya işinden alıkoyan, bulantı, bazen kusmanın eşlik ettiği, ışıktan ve sesten rahatsızlığa yol açan, başın bir yarısını tutan, zonklayıcı, şiddetli baş ağrısıdır. Belirtilen baş ağrısı özelliklerinin her hastada bulunması gerekmez. Değişik tipleri vardır: auralı/aurasız migren, adet dönemi (katamenial migren) migreni…
Gerilim Başağrısı
Genellikle başın tümünü tutar ve çoğunlukla boyun kaslarının kasılmasıyla gider. Hasta tarafından ağırlık, yanma, sıkışma, basınç seklinde tarif edilir. Bulantı ve kusma genellikle olmaz, hareketle artmaz, çoğunlukla hastanın günlük aktivitelerini engellemez. 5-10 dakika kadar kısa olduğu gibi günlerce de sürebilir. Ataklar şeklinde tekrarlar veya hiç geçmez, devamlı olabilir. Yıllarca ve sık baş ağrısı olan kişilerin % 60’ında gerilim baş ağrısı vardır.
Küme Başağrısı
Sıklıkla bir saat civarında süren, günde bir ya da birkaç defa gelen, bir taraf göz, alın ve şakakta yerleşik, ani başlayıp, ani sona eren şiddetli baş ağrısı ile karakterizedir. Baş ağrısına gözde kanlanma, gözyaşı akması, burun akması, burunda şişme, alın ve yüzde terleme, göz kapağı şişmesi, göz kapağı düşmesi ve o taraf göz bebeğinde küçülme gibi sinir sistemi belirtileri eşlik eder. Ağrı günde birkaç kere veya gün aşırı sıklığında gelebilir ve genellikle aynı saatlerde, çoğunlukla geceleri ortaya çıkar. Bu tür ağrı nöbetleri haftalar ya da aylar boyu sürdükten sonra kendiliğinden kaybolur. Fakat yılda bir iki kere veya birkaç yılda bir benzer ağrılı dönemler yine ortaya çıkabilir. Nadir görülür, değişik tipleri vardır
Kronik Günlük Başağrısı
Hastalarda yıllardan beri her gün gelen, sabahtan akşama kadar devam eden, zaman zaman hastayı yatıracak kadar şiddetlenen sürekli baş ağrısı tipidir. Hastaların çoğunda başlangıçta migren, bir kısmında da gerilim tipi baş ağrısı bulunur. Bunlar giderek sıklaşır ve her gün gelen baş ağrısına dönüşür. Bir bölüm hasta da migren ya da gerilim tipi baş ağrısı olmaksızın doğrudan kronik günlük baş ağrısı gelişir. Kronik günlük baş ağrısı olan hastaların çoğu sürekli ağrı kesici ilaç alır. Ağrı kesici ilaçlar baş ağrısını geçirmediği halde hasta bu ilacı almaya devam eder, çünkü ağrı kesci ilacı almadığı zaman başağrıları şiddetlenir. Bu nedenle hastada bir çeşit ağrı kesici ilaç bağımlılığı gelişir.
Psikolojik nedenli ağrı ve başağrıları
Ağrı, somatoform ağrı bozukluğunda ana şikayeti oluşturur veya başka çeşitli ruhsal hastalıkların belirtilerinden biri olarak ortaya çıkar. Somatoform ağrı bozukluğunda belirli bir bedensel nedene bağlı olmayan, psikolojik etkenlerle ilgili olabilen ve kişinin bireysel, toplumsal ve mesleki olarak işlevlerini önemli derecede bozan ağrı şikayeti vardır. Değişik ruhsal nedenli ağrılar belirli bir anatomik yapıya uymaz, bedenin birbiriyle ilgisiz birden çok yerinde ortaya çıkabilir. Ağrının yeri zaman içinde değişiklik gösterir. Tedavi ile bir bölgedeki ağrı geçerse bir başka bölgede tekrar ortaya çıkar. Ağrı kesici ilaçların yararı olmaz. Ağrı şikayeti genellikle devamlıdır. Ağrıyla ilgili bilgiler çok güç alınır; hastalar çoğu kez belirsiz, birbiriyle çelişik ya da uyumsuz cevaplar verir. Ağrı ruhsal nedenlerle ortaya çıkmasına rağmen hastalar genellikle duygusal sorunları ve çatışmaları olduğunu kabul etmez, ruhsal durumları ile ağrı arasında bağlantı kuramaz ve ağrılarının gerçekliğini ve ağır şekilde hasta olduklarını ispata yönelik abartılı durumlar sergilerler. Ruhsal nedenli ağrılarda tedavi esas olarak; ilaç ve psikoterapidir.
Yapısal bozukluklara bağlı olmayan çesitli baş ağrıları
Çoğu zaman fiziksel etkilerle ortaya çıkan, nadiren tedavi gerektiren bas ağrılarıdır. Başın dıştan basısına bağlı baş ağrısı, başın soğukta kalmasına bağlı baş ağrısı, soğuk gıda yenilip içilmesine bağlı baş ağrısı, öksürük sırasında ortaya çıkan baş ağrısı, ekzersiz sırasında ortaya çıkan baş ağrısı, cinsel aktivite sırasında ortaya çıkan baş ağrısı... bu grup içinde sayılabilir.
Yapısal bozukluklara bağlı olmayan baş ağrıları hayati tehdit etmemekle beraber yaşam kalitesini ciddi şekilde bozarlar ve iş-güç kaybına sebep olurlar. Baş ağrısını ortaya çıkaran sebeplerin hasta tarafından tanınıp kontrol edilmesi, yaşam şeklinin ve dış olaylara verilen tepki biçiminin değiştirilmesi ve ağrıların gelmesini önleyici (ağrı kesici ilaç dışında) ilaçların uygun şekilde kullanılması ile bazen tama yakın, bazen büyük oranda düzelme sağlanır.
Baş ağrısında başarılı bir tedavinin ilk basamağı; doğru tanı konulmasıdır. Bu nedenle baş ağrısı yakınması olan hastanın nedeninin belirlenmesi ve doğru tanı konulması açısından Nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi önerilir.